30 Aralık 2013 Pazartesi

Salihli'nin Tarihe tanıklık eden su cendereleri



Buharlı lokomotiflerin su ihtiyacını karşılamak için yapılan su cendereleri ve depolar, demir yollarının tarihine ışık tutuyor. Manisa'nın Salihli ilçesindeki iki su cenderesi hala varlığını sürdürüyor




Salihli Turizm Derneği (SATURDER) Başkanı Mustafa Uçar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Fransızlar tarafından yapılan cendere ve depoların, Devlet Demiryollarının 138 yıllık tarihine ışık tuttuğunu söyledi.

Salihli Tren Garı'nın Türkiye’nin en eski garlarından olduğunu hatırlatan Uçar, ilçeden geçen demiryolu hattının 1850’li yıllarda İngilizler tarafından planlandığını ve 1875 yılından itibaren hizmet vermeye başladığını belirterek, şöyle konuştu:

"O dönemlerde kullanılan lokomotifler suyla ve kömürle çalıştığı için suya ihtiyaç duyulurdu. Bu nedenle demiryolu hattı planlanırken her 50 kilometrede bir su cenderesi ve depolar yapılmış. Su cenderelerinden ilçede iki tane mevcut. Su cendereleri ve depolar, istasyonun doğu ve batı cephelerine konulmuş. Su depoları doldurulmak için Fransızlar Salihli’nin Bahçecik köyünden tren garına kadar hat döşemişler. Lokomotifler yıllar yılı burada su ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra yoluna devam edermiş."




"110 yıl hizmet verdiler, hala ayaktalar"

Devlet Demiryollarının tarihi açısından su cendereleri ve depoların oldukça önemli bir konuma sahip olduğunu kaydeden Uçar, Avrupa'nın çeşitli şehirlerinde lokomotiflerle çeşitli turların düzenlendiğini, benzer projelerin Türkiye'de de uygulanabileceğini dile getirdi.

Uçar, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye’de de bu tür projeler geliştirilirse su cendereleri ve depolar hazır vaziyette, kullanılmayı bekliyor. 1875 yılında bu hat açıldıktan sonra 1985 yılına kadar, yani buharlı lokomotifler devre dışı kalana kadar 110 yıl boyunca işlevini sürdürdü. Günümüzde mazotlu ve elektrikli trenler devreye girdiği için lokomotifli trenler artık nostaljik seyahatlerde kullanılıyor. Su cendereleri hem ilçenin 138 yıllık tarihine tanıklık ediyor hem de bunca yıla rağmen ayakta kalmış ve nostaljik bir görüntü sergiliyor."



Salihli Tren Garı’nın büyük özellikleri olduğunu vurgulayan Uçar, şunları kaydetti:

"Demiryolu hattını İngilizler yapıyor ama istasyon garını Fransızlar kullanılıyor. Demiryolu üzerinde hareket eden vagonlar da Rumlar ve Fransızlar tarafından yapılıyor. Gar binası 1924 yılında restore edildi. Çünkü Kurtuluş Savaşı sırasında Salihli’deki gar ve çevresinde büyük çatışmalar yaşandı. Bu çatışmalar sırasında bina büyük zarar gördü. Yunan askerleri geri çekilirken bu binayı ateşe verdiler."



2 Aralık 2013 Pazartesi

SARDES ÖREN YERİ ARTIK TÜRSAB YÖNETİMİNDE


T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 2010 yılında açmış olduğu 49 müze ve örenyerinin modernizasyonu konulu ihaleyi kazanan TÜRSAB;  Bakanlığın 2013 yılı Ekim ayında II. Aşama olarak ihaleye çıkardığı “105 müze ve örenyerinin modernizasyonu ihalesi”ni de kazandı. İhalede yer alan 105 Örenyeri içerisinde İlçemiz Sardes  örenyeri de yer almaktadır. 


 TÜRSAB (Türkiye Seyahat Acentaları Birliği) tarafından yapılan açıklamada şu görüşlere yer verildi:
Söz konusu ihalelere “Sürdürülebilir Turizm” ve “Kültürel Seferberlik” anlayışı ile yaklaşan Birliğimiz; ziyaretçi erişimini kolaylaştırmak ve özendirmek üzere satış imkânlarının artırılması ile kültür turizmi hacminin büyütülmesini amaçlamıştır.

Böylece:

a) Kültürel varlığın korunması, geliştirilmesi, ihyâsı ve tanıtımı için daha fazla kaynak sağlamak üzere müze ve örenyeri gelirlerinin artırılması,

b) Müze ve örenyerlerinin ziyaretçi sayısının artırılması,

c) Müze ve örenyerlerinin yüksek temsil gücüne eriştirilmesi, algısının güçlendirilmesi için ziyaretçi hizmetlerinin iyileştirilmesi amaçlanmaktadır.

Toplamda 154 müze/ örenyerinin tanıtımı sayesinde kültür turizminde yeni destinasyonlar; yeni tur paketlerinin oluşturulması sağlanacak ve acentalarımızın yerli ve yabancı turistlere sunacağı hizmet daha da zenginleşecektir.

Başaran ULUSOY,Mustafa UÇAR ile birlikte



Salihli Turizm Derneği SATURDER Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Uçar konu ile ilgili olarak;
"Bizim arzu ettiğimiz ve beklediğimiz sonucun ortaya çıkması sevindirici olmuştur. Sürekli vurguladığımız ve TÜRSAB'ın yaptığı açıklamada da görüldüğü gibi bundan böyle Sardes örenyeri daha güçlü olarak tanıtılacak ve dolayısı ile Salihli'mizin turizm ile kalkınması hız kazanacaktır.
Şimdi önümüzdeki mayıs ayı içinde Paris'te yapılacak UNESCO Dünya Mirası toplantısında, dünya mirası içinde yer alabilmeyi umuyor ve bekliyoruz. Gerçekleştiğinde Salihli ve civarı dünyaca ziyaret edilen yeni bir destinasyon olacak,hem ülkemize hem Salihli'ye yeni istihdam ve kazanç kapısı olacaktır.
Şimdi, dernek olarak TÜRSAB ile işbirliği başlatmak üzere çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Ülkemiz ve Salihli'miz adına hayırlı olsun diyoruz."dedi.

6 Kasım 2013 Çarşamba

Salihli Ticaret ve Sanayi Odası’nda Şok Kayıp


Salihli Ticaret ve Sanayi Odası’nda Muamelat Memuru olarak 25 yıldır görev yapan Şerif Uçarsu, geçirdiği ev kazası sonrasında fenalaşarak kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi.

Uçarsu, Salihli TSO önünde bulunan Çarşı Camii’nde kılınan cenaze namazından sonra Salihli Asri Mezarlığı’na defnedildi.

 Salihli’de iş dünyasının yakından tanıdığı Ticaret ve Sanayi Odası’nın emektar çalışanı Şerif Uçarsu, geçtiğimiz hafta evinde geçirdiği bir kaza sonrasında, iç organlarda oluşan komplikasyon neticesinde Manisa’daki Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde ameliyat edildi. Ameliyat sonrasında doktorlar tarafından uyutulan Uçarsu, geçtiğimiz Salı gecesi hayatını kaybetti.  Salihli TSO’da 25 yıldır Muamelat Memuru olarak görev yapan Şerif Uçarsu’nun naaşı, Oda’nın yanında bulunan Çarşı Camii’nde öğle namazını müteakip kılınan cenaze namazından sonra, Salihli Asri Mezarlığı’na defnedildi.
Uçarsu’nun naaşını uğurlamaya CHP Manisa Milletvekili Sakine Öz, Salihli Belediye Başkanı Mustafa Uğur Okay, Salihli TSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Yüksel, Yönetim Kurulu Üyeleri ve Meclis Üyeleri, Salihli Ticaret Borsası Yönetim Kurulu, partilerin ilçe başkanları, bölge odalarının temsilcileri, ailesi, iş adamları ve Salihli halkı katıldı.


Evli ve iki çocuk babası Şerif Uçarsu, yıllardır yaptığı hizmetler ve yardımseverliği ile Salihlililer’in gönlünde taht kurmuştu.
UCR Ajans olarak Şerif kardeşimize Allahtan rahmet,ailesi ve sevenlerine baş sağlığı dileriz. 


22 Ekim 2013 Salı

SARDES ÖREN YERİ ÖZELLEŞİYOR



 T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı yüzbeş (105) Müze ve Ören Yeri için “2 Aşama Müze ve Örenyerleri Gişelerinin İşletimi, Giriş Kontrol Sistemlerinin Modernizasyonu ve Yönetimi İşi” İhalesi 30 Ekim 2013 Çarşamba günü saat 10:00’da, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Giriş Katı Toplantı Salonunda gerçekleştirileceği açıklandı.



Son yıllarda yapılan tanıtım faaliyetleri ile dünya çapında popüleritesi artan Lidya krallığının başkenti Sardes Örenyerinin de ihalede yer alacağı edinilen bilgiler arasında.
Konu ile ilgili bilgisine başvurduğumuz Salihli Turizm Derneği SATURDER yetkililerinin açıklamasına göre; "Sardes önce UNESCO Dünya Mirası Aday listesine girmekle şimdi ise özelleştirilme çalışmaları ile hak ettiği konuma yaklaşmaktadır. Dünya Mirası kapsamına alınacağı güçlü bir olasılık, böylece tüm dünya gezginleri ilk defa Sardes'i öğrenecek daha yakından tanımak ve keşfetmek için  Sardes'e geleceklerdir. Örenyerimizin günümüz görüntüsü   yeterli değildir. Yapılacak ihale sonucunda burasının modernizasyonu ile daha çekici bir duruma gelecektir. Böylece ziyaretçi sayısı artacak ve Salihli için yeni işyerleri,oteller,lokantalar v.b işletmeler ile yetişmiş,yabancı dil bilen personele gereksinim duyulacaktır. Biz dernek olarak bunun için kurulduk ancak kendimizi, amacımızı tam olarak anlatamadık.Umarız ki bugünden itibaren halkımızın özellikle turizm konusundan yararlanacak işverenlerin desteğini alırız. Salihli için hayırlısı olsun,bakalım hangi kuruluş ihaleyi alacak, bekleyip göreceğiz ve sonuçta kazananlarla işbirliği yapmaya çalışacağız."



20 Ekim 2013 Pazar

Türk Adının Tarihi ve Anlamı


 Dünya üzerinde büyük bir kültür sahibi olan Türkler'in isimlerinin nereden geldiği bugüne kadar bir çok kez araştırma konusu olmuştur. Yapılan araştırmalarda birçok isim, bu konu üzerinde belli başlı savlar ortaya atmışlardır. Bunların bazıları akla uygun görünse de bazılarının gerçekle yakından ilgisi dahi yoktur. Bugüne kadar ortaya atılan görüşler ortadadır.Bunlara göre Heredot'un doğuda yaşayan kavimleri aktarırken Targitalar, İskit toprakları üzerinde yaşayan Tyrkaeler, Tevrat'ta adı geçen Yafesin torunu Togharma, Hint kaynaklarında belirtilen Turukha, Thraklar, Ön Asya metinlerinde belirlenen Turukkular,Çin kaynaklarında zikredilen Tikler ve hatta Troialılar Türk olarak ifade edilmiştir.

İran kaynaklı Zend-Avesta rivayetinde ve İsrail kökenli Tevrat rivayetlerinde de Türk adı aranmıştır. Nuhun torunu Türk, İran kaynaklarında zikredilen hükümdar Feridun'un oğlu  Turac da Türk ismiyle belirlenen kavim olunması istenmiştir. Türk kültürü o kadar geniş bir alana yayılmıştır ki, İran kökenli hükümdar Afrasyab'ın bir Türk olabileceği, Türk hükümdarlarından Alp Er Tunga ile aynı kişi olabileceği düşünülmüştür. Türk ismi eğer ki o dönemlerde böyle zikrediliyorsa tek heceli olması gerekirdi. Ancak Göktürk kitabelerinde durum hiç de böyle değildir. Orhun kitabelerinde bu ad Türk'ten daha çok "Türük" olarak kullanılmıştır. 



Türük Oguz begleri, bodun eşidin üze Tengri basmasar, asra yer telinmeser, Türük Bodun ilinin, törüngün kim artadı udaçı erti?

Türk Oğuz beyleri, milleti, işitin! Üstte gök çökmedikçe, altta yer delinmedikçe Türk milleti, ilini töreni kim bozabilecek idi? [1]

TÜRK ADININ ANLAMI 

Türk adına bugüne kadar bir çok anlam yüklenmeye çalışılmıştır. Kimilerine göre Tu-küe="miğfer", Trk="terk edilmiş", Türk="olgunluk çağı", Takye="deniz kıyısında oturmuş adam, cezbeden" anlamındadır. Bazı otoritelere göre de daha farklı anlamlar taşır. A.Vambery'e göre bu isim "türemek"ten ortaya çıkmıştır. J.Denny'de bu görüşe katılmaktadır. Ziya Gökalp ise bu adın kökenini "türeli-töreli" olarak belirtmiştir. Kitabelerde geçen bu ismin abideleri çözümleyen Thomsen tarafından da bir millet adı olarak savunulduğu unutulmamalıdır. Buna Neymeth de katılmaktadır. "Çok gelişen,kuvvetli" anlamda olduğunu ileri sürenler de bulunmaktadır. Çin kaynakları bu ismin Aşina Hanedanına mensup olduğunu belirtir. Persler ise ismi "Altaylı" olarak kullanmışlardır.

Tüm bunlara rağmen bilinmelidir ki Türk ismini bir devlet adı olarak tam teşekküllü kullanan Göktürk'lerdir. Tüm bunlara bakarsak Türk ismi kabile isminden ziyade daha çok siyasi bir addır. Göktürklerle bu isim zamanla etnik bir isim olmuş, milli bir payeye ulaşmıştır.  

Türk adına ilk kez; Doğuda Çinliler tarafından 6'ncı yüzyılda yazılan Chou Sülalesi yıllığında, Batıda Bizanslı tarihçi Agathias'ın yine aynı asırda yazılmış eserinde, Araplarda ise 7'nci asırdaki şair Zubyavi divanında ve 12'nci asırdaki bir Rus kroniğinde rastlanılmıştır.  

                                                                                                                                   OĞUZHAN CAN  


[1] (Bilge Kağan Yazıtı - Doğu Yüzü) Prof. Dr. Muharrem Ergin, Orhun Abideleri, Boğaziçi Yayınları, İstanbul, 2002, s. 40-41

Kaynaklar:  
■ İbrahim Kafesoğlu,Türk Milli Kültürü,İstanbul 2010
■ Osman Turan,Türk Cihan Hakimiyeti Mefkuresi Tarihi,İstanbul 2012

7 Ekim 2013 Pazartesi

Doğulu Bir Gencin Mektubu

       İyi günler size önemli bir konuda yazacağım... Ben Beritanlı Aşiretine mensup bir gencim... Bizlere dedemin de anlattığı gibi yıllardır batılı istihbarat örgütlerinin (Türkmen aşiretlerine) yaptığı Kürtlük propagandası sonucu, insanlarımızın önemli bir kısmı kendini Türk’ten ayrı bir millet zannetmektedir. Halbuki biz tarihimizi araştırdıkça Türklük gerçeği ile karşılaştık. Tam bir konar göçer Türkmen Yörük aşiretiyiz.. Her yönümüz Yörük kültürüdür... 
Şu an 3 arkadaşız... Birimiz Karakeçili, birimiz Badilli yani Begdili Türkmen’i, ben de Beritan Türkmen’iyim. 
       Beritan sözünü araştırdım. Tamamen Türkçe bir kelime... Göçer göçebe anlamında... Yörükleri araştırdım. Her şeyimiz ayni... Çok yaşlı dedelerimize danıştım, çok önceleri yalnızca Türkçe konuştuğumuzu söylediler. Anladık ki bizler öz be öz Türk’üz. 
    Karakeçili arkadaşım da Kırıkkale ve Kütahya’daki Karakeçililerle her şeylerinin aynı olduğunu ve dokudukları kilimlerin motiflerinin bile aynı olduğunu, Kayı boyuna mensup olduklarını ve Osmanlının kuruluşunda var olduklarını, araştırdı, gördü... Badilli arkadaşım araştırdığında 24 Oğuz boyunun olduğunu ve onların da Begdili boyunun ta kendisi olduğu gerçeğini gördü... Akrabalarının soyadlarının Beydili, Beydilli, Baydilli, Baydil ve Badilli olduğunu zaten biliyordu... 
    Bir an Doğu Anadolu üzerinde nasıl bir oyun oynandığını konuşmaya başladık... Türk olmamıza rağmen nasıl Türk’ten ayrı bir millet zannettirdiler bizi diye düşündük... 
      Kürt sözünün tarihte ilk defa Orta Asya’da Elegeş yazıtlarında (M.S. 650 de 39 yaşında ölen Alp Urungu adlı bir Türk beyinin mezar yazıtı) geçtiğini öğrendik. Alp Urungu öz be öz Türk idi... Sonra düşündük Kürt ne demekti... Ilk defa fark ettik ki konuştuğumuz “Kürtçe” dediğimiz dilde “Kürt” diye bir kelime yoktu... Bunu neden daha önce düşünmediğimize yandık. Ben Zazaca konuşuyorum hiç anlamıyorlar... Onlar Kırmanca konuşuyorlar ben anlamıyorum. Anlaşabildiğimiz dil ise Türkçe. Şimdi ise yemin ettik Türkçeden başka bir dil konuşmuyoruz. 
      Bekliyoruz ki vatansever gazeteciler üniversite hocaları bu konuyu ele alsınlar... Sizleri gazeteciliğe davet ediyorum... 
Neden kendine Kürt denmesinden hoşlanmayan Zaza dedeleriyle röportaj yapmıyorsunuz? 
   Neden gidip Türkan aşiretinin yaşlıları ile röportaj yapmıyorsunuz? 
Neden Karakeçili Türkmenleriyle röportajlar yapmıyorsunuz? 
Neden Hakkari’ye adını veren Saka Türklerinden Akari aşiretiyle konuşmuyorsunuz? 
      Neden Gur Türklerinin Aşireti olan ve Fatihin hocası Molla Gurani’nin de aşireti olan, Guran aşiretinin kendini Türk saymadığını araştırmıyorsunuz? Aynı aşiretin Azerbaycan’daki kolu, kendini Türk biliyor, Kürtçe tek kelime konuşmuyor da, neden Türkiye’deki kolu kendini Türk’ten ayrı bir şey sanıyor? 
Neden?.. 
         Araştırmak bir vatan görevidir. Bu araştırmalar terörü bitirir... 
Allah aşkına araştırmaya değmez mi? 
Biz insanlarımızı uyarıyoruz! Ve inanın insanlarımız Türk olduklarını duymak istiyorlar. Koskoca Avşar boyunu Kürt yaptılar... Ama onlar bunu yemiyorlar artık. Gençleri; Avşarların Oğuz Türkünün geniş bir boyu olduğunu araştırıp öğrendiler. 
      Şimdi bu yazıyı karalamak isteyenler saldıracaklardır. Ama böyle yürekli çıkışların, ülkemize göz dikenlere en geçerli gözdağı olduğunu düşünüyorum.. 
Behiç K.

9 Eylül 2013 Pazartesi

SALİHLİ TANITIMI İÇİN İŞ BİRLİĞİ

Salihli'nin tanıtımı için,Salihli Turizm Derneği SATURDER ve Hotel Lidya Sardes işbirliği yapıyor.

Gaziantep,Zeugma Müzesi Kongre ve Kültür Merkezi'nde, 5-7 Eylül 2013 tarihleri arasında düzenlenen SPA ve Welness Zirvesine Salihli Turizm Derneği SATURDER Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Uçar ile Hotel Lidya Sardes görevlileri birlikte katılarak Salihli ile çevresinin tanıtımını yaptı.
Gaziantep'teki fuara katılmak üzere yola çıkan ekipler önce Konya sonra Adana'daki Turizm ve seyahat acentelerini ziyaret ederek, yetkililerle Salihli'yi destinasyon alarak  çevrede yapılabilecek turizm aksiyonlarını gözden geçirdi.
Gaziantep'te bir grup Kongre ve Fuar çalışmalarına katılırken, bir başka grup Antep ve Şanlı Urfa'daki Turizm Acentelerini ziyaret ederek tanıtım ve işbirliği çalışmalarına devam etti.
Konu ile ilgili açıklama yapan SATURDER Başkanı Mustafa Uçar "İlçemizin 4 yıldızlı Oteli, Hotel Lidya Sardes Yönetimi ile bir süredir  Salihlimizin tanıtımı için işbirliği yapıyoruz. Ülkemizin çeşitli kentlerinde, turizm ile ilgili yapılan Fuar,Kongre ve tanıtım organizasyonlarına birlikte katılıyor gerek broşür,kitapçıklarla yazılı, hazırladığımız tanıtım filmlerin gösterimi ile görsel gerekse yüz yüze yaptığımız görüşmeler ile Salihli ve Çevresinin tanıtımı için çalışıyoruz. Gönüllü bir kuruluş olarak maddi sıkıntılarımızı dert etmeyerek Derneğimize sponsorluk yapan Hotel Lidya Sardes Yönetimine şükran borçluyuz. Birlikte yaptığımız benzer çalışmalarımnızın sonuçlarını yavaş yavaş almaya başladık. Netice olarak, sadece ne derneğimiz ne de Hotel Lidya Sardes değil, tüm Salihli, halkı ile ticarethane ve esnafları ile birlikte kazanmış olacağız.Salihlili hemşerilerimizden tek beklentimiz Derneğimize üye olarak bize güç katmaları zira tanıtım maddi ve manevi destek ile daha şevk ve güçle yapılır."dedi.


Uçar sözlerini şöyle bitirdi;"Gezilerimiz sırasında sadece tanıtım yapmıyoruz, gittiğimiz kentlerin turizm ve tanıtım konusunda neler yaptığını da irdeliyoruz. İlginç çalışmalar ile karşılaşıyor, gözlemliyor ve Salihli'nin farklılığını ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Bunun için turistik değerlerini örneğin mutfak kültürlerini tanıyor, turistik çarşı, müze gibi yerlerini ziyaret ederek esnaflarla görüş alışverişinde bulunuyoruz. Salihli'nin turizm geleceği yapılan bu çalışmaların sonucunda daha net planlanacaktır."

16 Ağustos 2013 Cuma

SALİHLİ'YE UNESCO PİYANGOSU


Salihli İlçesi'nde bulunan ve Lidya Krallığı'nın Başkenti Sardes Antik Kenti ile Kral Mezarları olarak bilinen Bintepeler'in Unesco Dünya Mirası Geçici Listesi'ne alınması, turizmcileri umutlandırdı.

Salihli Turizm Derneği (SATURDER) Başkanı Mustafa Uçar, Unesco Dünya Mirası Geçici Listesi'ne giren "Sardes Antik Kenti ve Bintepeler Lidya Tümülüsleri"nin UNESCO tarafından keşfedilmesinin sevindirici bir gelişme olduğunu söyledi.
"Sardes Antik Kenti ve Bintepeler Lidya Tümülüsleri"nin, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu (UNESCO) Dünya Miras Komitesi'nce belirlenen 2013 Dünya Mirası Geçici Listesi'ne girmesinin Salihli için eşsiz bir gelişme olduğunu belirten Uçar, bu kararlar Sardes Kenti ile Bintepeler'i artık tüm Dünya'nın tanıyacağını söyledi.
Uçar, "Sardes, tarihte Altın parayı ilk bulan Lidya Krallığı'nın başkentidir. Sardes Kenti, özellikle ülkemizde parayı icat ettikleri için ve de son Kralları olan Krezus'un zenginliği sayesinde tanınırdı. Artık Sart'ın UNESCO aracılığı ile Dünya'ya tanıtılacağına inanıyoruz. Sardes'e Lidyalılar'dan sonra Persler yaklaşık 200 yıl kadar hükmettiler. Sonra Büyük İskender'e şehir teslim edildi. İskender'in ölümünün ardından şehir Bergama Krallığı'na geçiyor. Bergamalılar Romalılara topraklarını bağışlayınca bölgede Roma egemenliği başlıyor. Romalıların ikiye ayrılışından sonra Bizans dönemimi başlıyor. 1400'lü yıllara kadar Bizanslıların hakimiyetinde olan bu topraklar, 1430 yılından sonra Osmanlı hakimiyetine geçiyor ve günümüz Türkiye'sinde hala devam ediyor. Sardes dünyada bulunan en büyük kazı alanlarından bir tanesidir. Burada tahminimize göre 75 kilometrelik bir alan vardır. Şu anda sadece Artemis ve Gimnazyum bölümü olmak üzere iki bölüm halinde gezilmektedir. Lidyalıların soylularını gömdükleri Hermos Ovası'nda yani bugünkü adı Gediz Ovası'nda Gölmarmara ile Salihli arasında şu anda 119 adet sayabildiğimiz büyüklü küçüklü tümülüsler vardır. Bu tümülüsler soyluların mezarlarıdır. Heredot tarih kitabında bu tümülüsleri Mısır'daki piramitlerle mukayese edecek kadar önemli olduğunu arz etmiştir. Anadolu'nun en büyük tümülüsü Sardes'tedir. En büyüğü son Kral Krezus'un babası Kral Alyattes'e aittir. Bu tümülüsün yüksekliği 69 metredir. Taban çevresi bin 115 metre, çapı ise 535 metredir" dedi.
Sardes'in bugüne kadar turizmde çok iyi bir şekilde tanıtımı yapılmadığını ancak UNESCO Dünya mirasına alındıktan sonra tanıtımı daha iyi yapılacağına belirten Uçar, "UNESCO'nun burayı keşfetmesi bile aslına gecikmiş bir olay. Bu konuda bölge insanın ve bizlerinde büyük suçu var çünkü tanıtımını kendimiz yapmayı becerememişiz. Son yıllarda dernek olarak katıldığım çeşitli toplantılarda, konferans ve sempozyumlarda ve Manisa Valiliği İl Kültür Turizm Müdürlüğü tarafından düzenlen yurtdışı gezilerinde Sardes'i tanıtması sonucunda UNESCO'nun dikkatini çekti. Yapılan inceleme ve araştırmalar sonucunda geç kalınmış olsa bile bu bizim için büyük bir avantaj olduğunu düşünüyorum. Artık bütün dünya Sardes'i tanıyacak" dedi.

31 Temmuz 2013 Çarşamba

SARDES Nihayet UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi’nde


 Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın tam kadro çalışmalarının sonucunda 2013 yılı itibarıyla Türkiye’den UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi’ne giren varlık sayısı 41’e ulaştı. Listeye, Ceneviz Kale ve Surlu Yerleşimleri, Denizli’de yer alan Laodikeia Antik Kenti, Manisa Salihli’de bulunan Sardes Antik Kenti ve Bintepeler Lidya Tümülüsleriyle Ankara, Konya ve Aksaray illeriyle çevrili olan Tuz Gölü olmak üzere dört varlık daha kaydedildi.






11. ve 15. yüzyıllar arasında Akdeniz, Karadeniz, Atlantik Okyanusu ve Kuzey Avrupa’da ticaret kolonileri kuran Cenevizlilerden günümüze kalan ve listeye giren eserler, İstanbul’daki Yoros Kalesi ve Galata Kulesi, İzmir’de Foça Kalesi ve Çandarlı Kalesi, Bartın’da Amasra Kalesi, Düzce’de Akçakoca Kalesi ve Sinop Kalesi. Listeye giren diğer varlıklar, Denizli’nin 6 kilometre kuzeyinde yer alan Laodikeia Antik Kenti. Helenistik Kent M.Ö 3.yüzyılın ortalarında Seleukos Kralı II. Antiokhos tarafından karısı Laodike adına kuruldu. Dünya Miras Geçici Listesine alınan diğer bir antik kent ise, Manisa Salih’deki Sardes Antik Kenti ve Bintepeler Lidya Tümülüsleri. Lidyalıların başkenti olma özelliğine de sahip olan Sardes Antik Kenti, aynı zamanda antik dünyanın en büyük havrasını bünyesinde bulunduruyor. Marmara Gölü’nün güney kenarında yer alan ve Lidya Tümülüs Mezarlık Alanı olan Bin Tepe Tümülüsleriyse dünyanın en büyük Tümülüs alanı içerisinde.



Listeye eklenen kültür varlıklarından bir diğeri Ankara, Konya ve Aksaray illeriyle çevrili olan Tuz Gölü. Yer altı sularıyla beslenmesi, Türkiye’nin tuz ihtiyacının yüzde 70’ini sağlaması ve en önemlisi de yaklaşık 6 bin civarında kuş yuvalama alanına sahip olması, 279 bitki, 120 bakteriyle 129 böcek türünün yaşamasına olanak veren Tuz Gölü, dünyanın önemli doğal alanlarından birisi. Bu özellikleri Tuz Gölü’nü Dünya Mirası geçici listesine girişini sağladı ve bölgesellikten çıkararak uluslararası bir kültür varlığı kimliği kazandırdı.





UNESCO Dünya Miras Komitesi tarafından belirlenen ve tüm dünyada öncelikli olarak korunması için çalışmalar yapılan kültürel ve doğal varlıkların yer aldığı Dünya Miras Listesi’nde 2013 yılı itibariyle 759 tanesi kültürel, 193 tanesi doğal, 29 tanesi ise karma olmak üzere kayıtlı 981 varlık bulunuyor.

Salihli Turizm Derneği SATURDER Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Uçar,konu ile ilgili yaptığı açıklamada  "SATURDER olarak yöntimdeki arkadaşlarımızla birlikte Manisa ve İzmir'de yapılan tüm Turizm Çalıştaylarına, Bursa'da Termal Turizm fuarına, çeşitli Üniversitelerin konferanslarına katılıyoruz.Son olarak Salihli Kaymakamlığı ile Salihli Belediyesinin ortaklaşa organize ettiği Salihli Sempozyumuna katıldık. Talep olursa Turizm Fuarlarında Stand açan özel kuruluşlara da destek veriyoruz. Ayrıca Salihli Hotel Lidya Sardes'in sponsorluğunda Ankara,İstanbul,İzmir ve Antalya gibi seyahat acentelerinin bulunduğu illerdeki acenta yöneticileri ile yüz yüze konuşarak,beraberimizdeki görsel belgeleri sunarak tanıtım yapıyoruz. Son olarak Salihli Belediyesi ile ortak imza koyduğumuz Kurşunlu Kaplıca Havzası da AB tarafından sağlık turizmi çerçevesinde aday adayı oldu. Bu başarıda,Kaymakamlığımızın,Belediyemizin, STSOdasının,otelcilerimizin ve yönetim kurulundaki arkadaşlarımın ve doğaldır ki üyelerimizin katkısı vardır. Başarı Salihli'nindir."dedi.

28 Temmuz 2013 Pazar

CHP Manisa eski Milletvekili Nuri Çilingir hayatını kaybetti.

              22. Dönem Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Manisa Milletvekili Nuri Çilingir bugün saat 13:30’da hayatını kaybetti.
           

 CHP Salihli İlçe Başkanı Mazlum Nurlu, Çilingir’in vefatı üzerine yaptığı yazılı açıklamada, “Cumhuriyet Halk partisi önceki dönemlerdeki ilçe başkanlarımızdan ve 22.Dönem Manisa milletvekillerimizden Nuri Çilingir İzmir’de tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirmiştir. Gerek İlçe başkanlıkları dönemlerinde ve gerek milletvekilliği döneminde yaptığı çalışmalarla Salihli'mize, Manisa’mıza ve ülkemize yaptığı hizmetleri unutulmayacaktır. Partili partisiz tüm halkımızın takdirlerini toplayan Nuri Çilingir’i hiçbir zaman unutmayacağız. Merhum ilçe başkanımız ve 22. Dönem Manisa Milletvekilimiz Nuri Çilingir’e Allah'tan rahmet, başta kederli ailesine, tüm parti camiamıza, hemşehrilerimize ve sevenlerine başsağlığı diliyoruz” dedi.
          Nuri Çilingir, 1952 yılında Kastamonu’nun Taşköprü ilçesinde dünyaya geldi. SSK Genel Müdürlüğünde Kontrol Mühendisi, Serbest İnşaat Mühendisi ve Müteahhit olarak görev yaptı. AS-KON İnşaat A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı, 22. Dönem CHP Manisa Milletvekilliği yaptı. Çilingir, evli ve iki çocuk babasıydı.
          61 yaşında hayata gözlerini yuman Nuri Çilingir, Pazartesi günü Salihli, Karaman Camii’nde ikindi namazını müteakiben kılınacak cenaze namazının ardından Asri Mezarlığa defnedilecek.

MHP SALİHLİ İLÇE TEŞKİLATI HALKA İFTAR YEMEĞİ VERDİ

 


  MHP ilçe teşkilatı Ramazan ayı nedeniyle Gümüş Çayı' nda halka iftar yemeği verdi. 
İftar yemeğine MHP  Manisa Milletvekili Erkan Akçay, Manisa İl Yönetimi, MHP İlçe Başkanı Erol Sakarya, MHP İlçe Belediye Başkan Aday Aday'ı Mahir Köseler,çevre ilçelerin başkanları, belde başkanları, Demirci Belediye Başkan'ı İhsan Temel, Selendi Belediye Başkan'ı Nurullah Savaş, Alaşehir Belediye Başkanı Gökhan Karaçoban ve çok sayıda vatandaş katıldı.

     İftar programına 4000 kişilik yoğun bir katılım oldu. Hazırlanan masalar, sandalyeler yetmeyince halk, iftarını çimlerin üzerinde yapmak zorunda kaldı.
     İftar  programından sonra Erol Sakarya iftara katılan vatandaşlara kısa bir hoşgeldin konuşması yaptı. MHP İlçe Belediye Başkan Aday Aday'ı Mahir Köseler'i vatandaşlara tanıttı.



     Köseler İftar programı olması nedeniyle kısa bir konuşma yaptı, konuşmasında  " İftar programına katıldığınız için sizlere teşekkür ediyorum... Yaklaşan yerel seçimlerde sizlerden destek bekliyorum" dedi.
    Daha sonra söz alan MHP Manisa Milletvekili Erkan Akçay ise hükümetin açılım politikasını eleştirerek bu yoğun katılım için teşekkür etti.

19 Temmuz 2013 Cuma

TÜRK TARİHİNİN EN BÜYÜK YAZITI BULUNDU


Ulan Batur'da bir süredir kazı çalışmaları yapan Japon profesör, Göktürkler'e ait şimdiye kadarki en büyük yazılı iki anıtı gün yüzüne çıkardı.

Moğolistan'ın başkenti Ulan Batur'a 400 kilometre uzaklıktaki bir bölgede kazı çalışmaları yapan Japon profesör, büyük bir keşfe imza attı. Osaka Üniversitesi'nde eski Türk Tarihi uzmanı olarak görev yapan Profesör Takashi Osawa, Göktürkler'e ait  şimdiye kadarki en büyük yazılı iki anıtı gün yüzüne çıkardı. İki yazıtın boyutları, 4 metre eninde ve 3 metre uzunluğunda.

EVLERİNDEN İSTEKSİZ AYRILANLARIN FERYADI
Türkiye gazetesinin haberine göre, iki yazıtın boyutları, 4 metre eninde ve 3 metre uzunluğunda.  Toplam 20 satır ve 2832 sütun şeklinde, üzerine eski Türkçe karakterler kazılmış olan yazıtlar çözümlendi. Anıtlarda; "Ah, evim!", "Ah, toprağım!" gibi ölen kişilerin aileleri veya evlerinden isteksiz ayrılışını ifade eden bir metin olduğu ortaya çıktı.

Yazıtın Orta Asya'da 682-744 yılları arasında hüküm sürmüş Türk devleti Göktürkler'in devlet sistemi ve düzenini aydınlatılacak tarihsel bir malzeme olduğu belirtildi. Yine Moğolistan'da 120 yıl önce Göktürkler'e ait Orhun Kitabeleri bulunmuştu. Yazıtlar, Göktürk hükümdarları Bilge Kağan ve Kül Tigin'e ait.
Haber:HT 

16 Temmuz 2013 Salı

SATURDER VALİ SAVAŞ'I ZİYARET ETTİ


 Salihli Turizm Derneği Başkanı Mustafa Uçar,Yönetim Kurulu üyesi Çağatay Özçelik ile Manisa Valisi Abdurrahman Savaş’ı makamında ziyaret ederek, Salihli ve Sart ile ilgili olarak önemli bilgiler verdi. Mustafa Uçar, Hıristiyanlığın en önemli 7 kilisesinden 3’nün Manisa’da olduğunu belirtirken, Yahudiler için önemli olan 3 Sinagog’dan birinin de Sart’ta yer aldığını söyledi.



Salihli Turizm Derneği Başkanı Mustafa Uçar, Vali Abdurrahman Savaş’ı ziyaretinde Salihli ve Manisa hakkında önemli bilgiler verrdi, Bintepeler konulu 1878 yapımı gravür tablo armağan etti.
Mustafa Uçar, Manisa ile ilgili olarak Vali Savaş’a verdiği bilgilerde, Manisa'nın Şehzadeler Kenti olmasının yanısıra Antik dönem açısından da Anadolu'nun en önemli bölgesi olduğunu vurguladı. Uçar, Hıristiyanlığın en önemli 7 kilisesinden 3’nün Manisa’da olduğunu belirtirken, Yahudiler için önemli olan 3 Sinagog’dan birinin de Sart’ta yer aldığını söyledi.

CBÜ’DE ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ AÇILSIN ÖNERİSİ

Sart ve paranın ilk basıldığı yer olan Lidya’nın tanıtımını yapmak için Dernek Başkanı Mustafa Uçar, Vali Abdurrahman Savaş’tan destek talebinde bulundu. Mustafa Uçar, Salihli, Sart ve Lidya’nın tanıtımı için bir öneride bulunarak CBÜ’de Arkeoloji Bölümü’nde Lidya Araştırmaları Dersi’nin koyulması önerisinde bulundu. "Anadolu'nun neresine giderseniz mutlaka bir Hitit, Roma ve Bizans kültürüne rastlayabilirsiniz.Ancak Lidya kültürü hakkında bilgi ve kalıntılar için yanlız Manisa'ya gelmeniz gerekiyor"dedi.
 Manisa’nın inanç turizmi açısından da oldukça önemli olduğunu belirten Mustafa Uçar, Hıristiyanlığın 7 kilisesinden 3’nün Alaşehir, Salihli ve Akhisar ilçelerinde olduğunu belirterek, Yahudiler için önemli olan 3 Sinagog’dan birinin de Sart’ta olduğunun bilgisini verdi. Uçar, “Yahudilerin Seferad Kolu da Sart’tan çıkmıştır. Bu yer Yahudi cemaati açısından çok önemlidir” dedi.

AMERİKA’DA SARDES İSMİ

Amerika’da da Sardis isimli  iki kasabanın olduğunun bilgisini veren Uçar, bu kasabaları, Sart'tan giden yahudilerce, Amerika’nın Philadelphia şehrini ise Alaşehir’den giden Yahudilerin kurduğunu iddia etti. Uçar ayrıca, Sart’taki Sinagog kazılarına Amerika’daki Yahudi vakıf ve derneklerinin yardımcı olduğunu ve sponsorluk yaptığını da söyledi.

YETERLİ TANITIM YAPILMIYOR

Vali Abdurrahman Savaş, Manisa’nın inanç turizmi açısından büyük bir potansiyele sahip olmasına rağmen yeterli tanıtımın yapılamadığını söyledi. Savaş, yapılacak altyapı ve tanıtım çalışmalarıyla, tarihi değerlerin Manisa’ya büyük bir katkısı olacağını, konu ile ilgili projelerin değerlendirileceğini söyledi. 
Mustafa Uçar ayrıca Manisa İl Kültür Turizm Müdürü Erdinç Karaköse ile Manisa Müze Müdürlüğünü de ziyaret etti. 

1 Temmuz 2013 Pazartesi

MHP Salihli Belediye Başkan adayı Mahir Köseler "DEĞİŞİM" dedi



MHP Salihli Belediye Başkan adayı Mahir Köseler, Sardes Lidya Termal Otelde basın mensuplarına özel kahvaltı verdi. Köseler,Salihli ile ilgili projelerini basına açıklayarak gazetecilerin sorularını yanıtladı.




   “Benim meclis üyem şimdiye kadar alışıla gelmiş sıradan işleri yapan değil, proje ve çözüm üretebilen   üyelerden oluşacaktır Amerika seçimlerinde Obama “Değişim”  diyerek seçimlere gitmiştir dedi.
 Köseler, gazetecilerin Belediye Meclis üyelerinizi belirlediniz mi sorusuna  “ Bunun için bir havuz belirledim. Bu kişilerle şuan görüşüyor ve onları tanıma fırsatı buluyorum” dedi.
Mahir Köseler seçimlere dokuz ay gibi bir süre varken projelerini açıkladı. Yüze yakın projesinin olduğunu iddia eden Köseler şunları söyledi; “MHP Salihli Belediye Başkan adayı olarak  çalışmalara başlamamızdan yaklaşık olarak 2 ay gibi bir süre geçmiştir. Bu süre içerisinde aday olarak yaptığım çalışmalarla, ilgili olarak sizleri bilgilendirmek, bundan sonra yapacağımız çalışmalarla ilgili bilgi vermek ve projelerimiz ile ilgili bazı ip uçlarını şimdiden vermek isterim. Daha sonraki aylarda yapacağımız bilgilendirme toplantılarımızda projelerimizi teker teker ele alarak detaylıca bilgi vereceğim” dedi.
       SALİHLİ’DE TOKİ İLE BİRLİKTE KENTSEL DÖNÜŞÜMÜ GERÇEKLEŞTİRMEYİ DÜŞÜNÜYORUM

       Köseler projelerini anlatırken TOKİ ile Salihli’deki bir çok mahallede kentsel dönüşüm projesini yaparak Salihli’nin daha geniş alanlara imar olarak açılmasının önüne geçmeyi düşündüğünü söyledi. İmarın sadece Kurşunlu deresi ve Gümüş çayının arasında kalması gerektiğini vurgulayan Köseler şeftali çekirdeği örneği vererek şeftalinin çekirdeğinin etrafında büyüdüğünü söyleyerek Salihli’nin parsel bazlı değil ada bazında hamurlaşma yaparak 5 katın üstünde çok katlı binalar çıkarak  dikine büyümesini hedeflediğini söyledi. Paris, Roma, Londra, Barselona gibi şehirlerdeki imar ve şehirciliği Salihli’de uygulamak istediğini söyleyen Köseler TOKİ vasıtası veya yap işlet devret modeli ile tüm projelerini hayata geçireceğini söyledi.

       SALİHLİ’DE GÜNEŞ ENERJİSİ PROJESİ İLE OSB VE BELEDİYENİN   ENERJİ GİDERLERİNİ AZALTACAĞIM

        Projeleri içinde Jeotermal enerjiyi verimli kullanmak olduğunu söyleyen Köseler Doğalgaz’ın Salihli’ye getirilmesini düşünmediğini söyledi.
        Köseler Salihli’deki Sanayici ve iş adamlarının Salihli Organize Sanayi Bölgesindeki fabrikaların, Salihli’nin ve belediyenin enerji giderlerini azalmak maksadıyla güneş enerji sistemlerini etkin kullanmak istediğini söyleyen Köseler gerek konutlar için gerekse sanayici ve iş adamları için projelerin hazır olduğunu söyledi.
 
      SALİHLİ BELEDİYE NİKAH SALONUNDAN UTANDIM

      Çocuğunun nikahı için Salihli Belediye Binası altındaki nikah salonuna gittiğinde kolonlar arasında kalınca utandığını, Salihli gibi bir kente bu salonun yakışmadığını söyleyen Köseler, içerisinde nikah salonu, toplantı ve tiyatro salonu, spor kulupleri için büro, tüm dernekler için birer büro bulunan, kent konseyi toplantı salonları bulunan belediye kültür merkezini pazaryerinin ıslahı, kamyon garajı ve Salihli Otogar’ının taşınması ile kazanılacak alana yapmayı düşündüğünü söyledi.

       BEN KOLTUKTA OTURMAM

       Köseler, halkın Belediye  binasına gelmesine gerek olmadığını çünkü kendisinin onların ayağına gideceğini belirterek koltukta oturmayı sevmediğini söyledi. Yapı itibari ile tekbaşına gezmeyi kalabalık içinde olmayı sevdiğini söyleyen Köseler hatta çarşıyı beldeyi gezerken hiç tanımadığı  grupların yanına giderek onlarla sohbet ettiğini söyledi. Koltukta oturmayacağını kendisinin Salihli'nin istihdam sorununu çözebilmek için zaman zaman yurtiçi ve yurt dışında iş çevreleri ile görüşmelere katılacağını bazen de kent ve beldelerde halkın içinde olacağını belirtti.

       İBRAHİM YÜKSEL’E ÇALIŞMAYI İSTEDİĞİMİ SÖYLEDİM

       Salihli Ticaret Odasına yeni seçilen İbrahim beyi ziyaret ettiğimde ve dün akşam ki düğünde görüştüğümüzde Salihli Ticaret ve Sanayi Odasındaki Proje grubundaki görevime devam etmek istediğimi belirttim. Bunu önemsediğimi söyledim” dedi.

21 Haziran 2013 Cuma

Whıtesea AKDENİZ Değildir



WHITE SEA
Beyaz Deniz Rusya'nın kuzeydoğusunda, Barents Denizi'nin kıta içine doğru oluşmuş bir uzantısıdır. Batıda Karelya ile, kuzayde Kola Yarımadası ile, kuzeydoğuda da Kanin Yarımadası ile çevrelenmiştir. Beyaz Deniz'in tümü Rusya'nın yönetimindedir ve Rusya'nın dahilî denizidir.
( KUSURA BAKMAYIN BIR KAPTAN OLARAK BEYAZ DENIZ;IN NEREDE OLDUGUNU BILMEYEN ARKADASLARA GOSTERMEK ISTEDIM.)



BAŞBAKAN’IN GAFI

Başbakan’ın akıl hocaları ve danışmanları kimlerdir?

Ama kimler ise, Başbakan’ın gaflarına ve yanlış söylemlerde bulunmasına yardımcı olmaktadırlar.

Bu Gece Mersin’de Akdeniz Oyunları açılış konuşmasını yapan Başbakan yine büyük bir gaf yaptı!

“Akdeniz, ‘beyaz deniz’ yani ‘white sea’ olarak adlandırılır.” dedi..!

Hayır!

İngilizce’de Akdeniz’e ‘Mediterranean’ yani ‘ortadaki deniz veya çevrili deniz’ denir. Bildiğim kadarı ile İngilizce’de ‘Ak’ kelimesinin karşılığı yoktur.

Türk kültür tarihine vakıf olan bilir ki;

Türkler, yönleri renklerle tarif etmişlerdir.

Kuzey= Kara, Güney=Kızıl, Doğu=Gök, Batı=Ak, Merkez Sarı ve Yeşildir.

Türk Milleti coğrafyaya ad vererek mührünü basmıştır. Denizlerin adları bunun tapusudur. Ön Asya’nın kuzeyindeki denize ‘kara’, güneyindeki denize ‘kızıl’, batısındaki denize ‘ak’ demiştir.

Bir başka hususta şudur:

Beyaz, siyah kelimeleri Arapça kökenlidir. Ak ve Kara Türkçedir. Anadolu’da birçok yerleşim merkezlerinin ve bölgelerin adları ak ve kara ile başlar. Siyah ve beyaz ile başlayan yer adı var mı?

“Mr. President, one minute” yani, hiç olmazsa danışmanlarınızdan biri Türk Kültür Tarihini bilenlerden olsun…

Oyunların açılış töreni ve gösterileri çok görkemli oldu. Mersin olimpiyat stadyumu da gördüğümüz kadarı ile çok güzel yapılmış. Emeği geçenlere teşekkür eder, Türk sporculara başarılar dileriz.

YILMAZ KARAHAN

5 Haziran 2013 Çarşamba

KURŞUNLU KAPLICALARI AVRUPALI SEÇKİN DESTİNASYONLARDAN BİRİ OLMAYA ADAY.



Kültür ve Turizm Bakanlığı'nca yürütülen Avrupalı Seçkin Destinasyonlar Projesi'nin (European Destinations of Excellence) 2013 yılı seçmelerine aday gösterilen Salihli'nin Kurşunlu Kaplıcaları, ön elemeyi geçmeyi başardı.

         Avrupalı seçkin destinasyon projesi 2007 yılında Avrupa Komisyonu İşletme ve Sanayi Genel müdürlüğü tarafından geliştirilmiş bir girişimdir. Henüz keşfedilmemiş ve düşük turist yoğunluğuna sahip destinasyonların sürdürülebilir turizm ilkeleri doğrultusunda turist cazibenin artırılması, turistik çekim unsurlarının geliştirilerek akışın yoğunlaştırılması ve bu sayede yerel ve bölgesel kalkınmanın hızlandırılması temel amaçlar olarak sunulabilir.Bu kapsamda her sene farklı bir tema doğrultusunda projeye dahil olan ülkeler bünyesinde turistik destinasyon yarışmaları düzenlenmekte, henüz tam anlamıyla turizme kazandırılamamış ancak sürdürülebilir turizm çalışmaları neticesinde gelişim gösterme potansiyeli yüksek görülen destinasyonlar belirlenerek ortak bilgi ve iletişim ağına dahil edilmektedir.
          Kültür ve Turizm Bakanlığınca yürütülen Avrupalı seçkin destinasyonlar projesinin (European Destinations of Excellence) 2013 yılı seçmelerine bir süre önce hazırlanan tanıtım dosyalarıyla Kurşunlu kaplıcalarımız aday gösterilmişti. Türkiye'nin farklı bölgelerinden 30 kadar dosyanın aday gösterildiği seçmelerde Salihli Belediyesi ve Salihli Turizm Derneği SATURDER ortaklığı ile hazırlanan Kurşunlu kaplıcaları dosyası ön elemeyi geçmeyi başarmıştır.Bu nedenle geçtiğimiz günlerde Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde çalışan  kültür ve turizm uzmanı Hatice Gülşen Birinci ve Araştırmacı Erdoğan Gümüş ilçemizi ve Kurşunlu Kaplıcalarını ziyaret ettiler.
         2013 yılı Ulusal Destinasyon belirleme teklifleri "Erişilebilir Turizm" teması ile davet edilmişlerdir. Erişilebilirlik, fiyat politikaları, çocuklu aileler, yaşlılar, engelliler vb. açısından geniş bir perspektifte değerlendirilmektedir. Bu nedenle Kültür Bakanlığı uzmanları  kaplıcalarımıza her kesimden insanın ulaşabileceği fiyatlar, kaplıca içersindeki engelli rampaları yapımı süren engelli tuvaletleri, yönlendirme levhaları, çocuk oyun grupları, fitness aletleri, fizik tedavi üniteleri hakkında bilgilendirilmiş, küvet boyları yaşlı ve engelli vatandaşlarımıza göre ayarlanmış olan A ve B tipi odalar ile yenilenmekte olan C tipi odalardan birer örnek ile çalışmalar yerinde anlatılmıştır.
          Tesisin özellikleri içersinde  misafirlerin yaklaşık 10'ar günlük dönemler halinde  konaklamaları yanında günübirlik mesafede gidip dolaşılabilecek üç adet turist gezi rotası belirlenmiştir.Bu rotalardan birincisi Sardes, Bin tepeler, Tekelioğlu Köyü ve Marmara Gölü,Kız Köprüsü, Adala Kanyonu, çömlekçiliği ile meşhur Gökeyüp beldesini de içine almaktadır.İkinci rotada Tabduk ve Yunus Emre türbesi, yanık ülke jeoparkı (Katakekaumene ) , fosilleşmiş eski insan ayak izleri, Kanlıkaya, Kula peri bacaları ve Kula evleri ziyaret edilebilecektir. Üçüncü rota ile;  Bozdağ Beldesi, Bozdağ kayak merkezi, Gölcük yaylası ve Birgi Beldesi önerilmektedir.
          Bakanlığa teslim edilen dosyalarda; tanıtım cd'leri ve broşürlerin yanı sıra Kurşunlu Kaplıcaları hakkında 22 Ocak 2012 tarihinde Yeni Asır gazetesinde Ali Kayadibi tarafından kaleme alınmış "Kurşunlu Kaplıcalarından Sağlık Fışkırıyor" başlıklı köşe yazısı ile 16 Ocak 2012 Hürriyet gazetesinde yayınlanan Hüseyin Yurttaş tarafından kaleme alınmış 'Şu an Kurşunlu'da olmak ayrıcalıklı bir dinlence keyfi' başlıklı yazıları da bulunmaktadır.Tanıtım dosyasında ayrıca Salihli Belediyesi kültür yayınlarından olan, Doç.Dr Harun Ürer tarafından hazırlanmış "Kültür ve Tabiat Varlıklarıyla Salihli" kitabı ile Altan Türe tarafından hazırlanan 'Altın Ülke Lidya' kitapları da eklenmiştir" diye konuştu.

21 Mayıs 2013 Salı

Manisa Valisi Halil İbrahim Daşöz veda mesajı yayınladı


Manisa Valisi Halil İbrahim Daşöz  yazılı olarak verdiği veda mesajında :  
''9 Eylül 2011 tarihinden beri sürdürmekte olduğum Manisa Valiliği görevinden, Merkez Valiliğine atanmam nedeniyle kısa bir süre sonra ayrılacağım.

Bu güzel ilde 20 ay süreyle valiniz olarak görev yapmak, sizlerle birlikte yaşamak şahsım ve ailem adına büyük bir onur olmuştur. Burada yaşadıklarımızı, kıymetli birer hatıra olarak hep mutlulukla hatırlayacağız. Burada görev yaptığım süre içerisinde temel davranış ilkelerim hep “Sevgi” , “Saygı” , “Adalet” ve “Çalışma” olmuştur. Bunun sonucu olarak Manisa’da yaşayan ve görev yapan herkesi bir aile olarak gördüm ve bu ailenin tüm fertlerini aynı İl’e hizmet eden insanlar olarak kabul ettim. İnsanlarımız arasında hep sevgiyi çoğaltmaya; birlik, beraberlik ve kardeşlik duygularını geliştirmeye; “Ben” yerine “Biz” demeye; onları birbirinden uzaklaştıracak tutum ve davranışlardan kaçınmaya özen gösterdim.
 İlimizde ve ülkemizde ne kadar çok insan başarılı olursa ülkemizin o kadar hızlı kalkınacağına ve geleceğe güvenle bakacağına inandım. Sevgi ve adaletin olmadığı yerde mutluluğun ve toplumsal huzurun olamayacağını düşündüm. Bir taraftan kamu yatırımları ile ilgilenirken, diğer taraftan tüm özel yatırım ve projelerin teşvikçisi ve kolaylaştırıcısı olmaya gayret ettim. Bütün bu yollarla Manisa’nın daha hızlı kalkınacağına, devlet ile halk arasındaki kaynaşmanın artacağına, insanların daha mutlu ve umutlu olacaklarına inandım.
Esasen bu ilkelerin, tüm ülkemiz ve dünya için de önemli olduğuna inanıyorum. Yerel olarak uyguladığımız “251 Bin Dev Öğrenci” , “Kardeş Okul-Kardeş Kurum” , “Turizm Seferberliği ve Markalaşma” , “Umutlar Çiçek Açsın” , “Engelliler Konseyi” vb. projelerin hepsinde bu ilkeler hakim olmuştur. Bütün bu projeler; çocuklarımızın daha iyi, daha donanımlı, daha üretken, daha sevgi dolu, daha başarılı olması; ilimizin turizmde markalaşması; toplumsal dayanışma ve çözüm üretme gücünün artması; çocuklarımız ve halkımız için önemli sosyal sorunlar olan şiddet, madde bağımlılığı, çocuk suçluluğu ile kapsamlı mücadele edilmesi; Manisa’nın, nüfusun %12’sini oluşturan engelliler için de mutlu yaşanabilir bir il haline getirilmesi amacıyla uygulandı.

Saygıdeğer Manisalılar,
Manisa; coğrafi konumu; sahip olduğu doğal, tarihi, kültürel zenginlikleri, uygun iklim ve toprak özellikleri; gelişmiş ulaşım ve lojistik altyapısı, limanlara yakınlığı ve girişimci/ yenilikçi insan karakteriyle ülkemizin lokomotif illerinden birisidir. Manisa’nın gelecekte, kendi dinamizmi ve halen devam eden önemli kamu (Otoyollar, hızlı tren, liman projeleri, sağlık, eğitim, enerji, tarım, sulama vd. yatırımlar) ve özel sektör (yerli-yabancı) yatırımları ile daha da gelişeceğine ve ülkemizin gerçek anlamda öncü ve lider illerinden birisi olacağına inanıyorum.
 Bu noktada, Manisa’nın geleceği ile ilgili önemli olduğunu düşündüğüm bazı önerileri sunmayı bir borç olarak görüyorum:
 1. Büyükşehir statüsü ve sanayileşmeye paralel olarak şehrin ve ilin nüfusunun daha da artacağı dikkate alınarak sağlıklı şehirleşmeyi/büyümeyi sağlamak üzere rasyonel imar ve çevre düzeni planlamalarının yapılması, fiziki büyümenin yanı sıra sosyal, kültürel, sanatsal altyapının da güçlendirilmesi,
 2.Manisa içindeki ve bazı ilçelerdeki çarpık yapılaşmanın kentsel dönüşü uygulamaları ile ıslah edilmesi,
3. İlin hayat damarları olan Gediz ve Bakırçay nehirlerindeki kirliliği ve taşkınları önleyici tedbirler geliştirilmesi,
4. Toplumsal seferberlikle Manisa’nın turizmde markalaşmanın ve bölge turizmine entegrasyonunun sağlanması,
5. Üniversitenin gelişiminin desteklenmesi, ilçelerde meslek yüksek okulları ve fakülte kurulumlarının teşvik edilmesi, en geç 5-10 yıl için de Merkez ve Akhisar, Turgutlu, Salihli, Soma vb. ilçelerde yeni üniversiteler kurulması hedeflenmelidir. (en az 6 üniversite)
6.Termal kaynaklarının enerji, turizm, seracılık, ısıtma amaçlı kullanımının yaygınlaştırılması (örneğin organize sera bölgeleri, Afyonkarahisar benzeri termal turizm bölgeleri gibi)
7. Dünyanın en büyük limanlarından bir olacak Çandarlı Limanı ile arka bölgesi konumundaki Soma, Kırkağaç, Akhisar ilçelerinin demiryolu bağlantısı ve lojistik ilişkisinin güçlendirilmesi.

28 Nisan 2013 Pazar

SALİHLİ SEMPOZYUMU SONA ERDİ


Salihli Kaymakamlığı ve Salihli Belediyesi tarafından "Krallardan Efelere" sloganıyla organize edilen Salihli Sempozyumunun ilki rekor bildiri ile gerçekleşti.



         Sempozyumun ilk günü Efe gösterisi ile başladı. Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı ile devam eden, program Salihli Belediye Başkanı  Mustafa Uğur Okay, Kaymakam Ertan Peynircioğlu, Manisa Valisi Halil İbrahim Daşöz, AKP Manisa Milletvekili Muzaffer Yurttaş, CHP  Manisa Milletvekili Sakine Öz konuşmasını ardından bildiri sunumlarına geçildi.
       Açılış bildirisinde Prof. Dr. Enver Konukçu, Salihli’nin Kültür hayatında Bozdağ bildirisini sundu. Prof. Tuncer Baykara, Salihli İdare birimi, en eskilerden Cumhuriyete kadar bildirisini sundu.
      Salihli Sempozyumu,1.Oturumu Prof. Dr. Enver Konukçu yönetiminde başladı. Muğla Üniversitesi Doç. Dr. Muzaffer Demir Antik Kaynaklar ışığında Lidya’nın yerüstü ve yeraltı zenginlikleri ile ilgili bilgiler verdi. Celal Bayar Üniversitesi Doç Dr. Hatice Palaz Erdemir Sardes örneğinde Eskiçağ Devletlerinin yönetim merkezi seçimi ile ilgili bilgiler verdi. Celal Bayar Üniversitesi Öğrenim Görevlisi Şaban Çetin ise, Bir Salihli araştırmacısı İbrahim Çiçek’i ve eserlerini sunum gösterisi ile sundu.

      2.Oturum ise, Prof. Dr. Tuncer Baykara yönetiminde başladı.  Celal Bayar Üniversitesi Doç. Dr. Hüseyin Özcan, Cemevlerinin Eğitimsel işlevleri bağlamında Salihli Cemevi ile ilgili bilgiler verdi.
      3.Oturum Prof. Dr. Ayşe ilker, yönetiminde, İstanbul Üniversitesi Dr. Suat Zeybek Milli Mücadelede en çok zulme uğrayan bir şehir Salihli ile ilgili bilgilendirdi. 4,5 ve 6. oturumu Salihli sempozyumu gerçekleşti.   
      Salihli Sempozyumunun ikinci gününde, iki ayrı salonda yapılan sunumlarla devam etti.
1.   salonda: Mersin Üniversitesinden Vedat Kanat;19 ve 20. yy’da Salihli’de Eğitim Atılımları, Prof.Şenol Çelik;20.yy’da Salihli’de boş arazilerin Kullanımı meselesi, Arizona Üniversitesinden Onur İnal;Avrupalı Seyyahların gözüyle Salihli,Azerbaycan Üniversitesinden Doç.Dr.Cavid Qasımov;Azerbaycan gezgini Hacı Zeynel Abidin Şirvani’nin Seyahatnamesinde Salihli, Tarihçi-yazar Naci Yengin;Batı Anadolu’da bir Türk Yerleşimi Akören Köyü, Adnan Menderes Üniversitesinden Dişlen İnce Erdoğan;Çok Partili geçiş döneminde Salihli,CBÜ’den Mehmet Taşkınoğlu; 1945-1950 Yılları İzmir Basınında Salihli,
Dokuz Eylül Üniversitesinden Türkan Başyiğit;Demirköprü Barajının Kurulması,CBÜ’den İbrahim İnci; 1960-1970 Salihli’nin Ekonomik durumu,Bülent Ecevit Üniversitesinden İlker Bayram;Adnan Menderes İktidarı sonrası Salihli sunumlarını yaptılar.
2.Salonda ise:CBÜ’den Faruk Türközü Salnamelerde 1910-1930 arası Salihli Kazası,CBÜ’den Cengiz Çakaloğlu; 1945 sonrası Salihli’de siyasal yaşam, CBÜ’den Beral Alacı; Manisa Vilayeti Meclis-i Umumi zabıtlarında Salihli, CBÜ’den Ersin Demirci;1935-1938 Arası İzmir Basınında Salihli,CBÜ’den Bünyamin As;Teoman Ergül’ün Yaşamı ve Salihli konulu eserleri,İstanbul Üniversitesinden Nevzat Alkan;İstanbul’da Salihlililer, Araştırmacı Necat Çetin;Mübadillerin geldikleri ve Salihli’de iskan edildikleri yerler,,Kocaeli Üniversitesinden Nejat İra;Salihlili Nazif Evren’in hayatı,eserleri,Etnolog Alparslan Santur;Salihli Yöresi geleneksel kültür değerleri ve Araştırmacı-Yazar Mustafa Uçar; Sardes sinagogu konularını izleyenlere sundular.
         Sunumların ardından katılımcılar Sardes Örenyerini gezdikten sonra Salihli Belediyesinin “Bizim Ev” tesislerinde verilen veda yemeğine katıldılar.
     İlgililer Türkiye’de ilçe bazında yapılan Sempozyumların bildiri sayısının ortalama 15 olduğunu ama Salihli’de yapılan ilk Sempozyumda 71 bildirimin olmasının bir rekor olduğunu ve bunun da yörenin araştırma yönünden ve çeşitliliğinin bol olmasından kaynaklandığını bildirdiler.

25 Nisan 2013 Perşembe

SALİHLİ SEMPOZYUMU BAŞLIYOR


        Kaymakamlık, Salihli Belediye Başkanlığı, Celal Bayar Üniversitesi Salihli Meslek Yüksek Okulu'nda görevli öğretim görevlileri tarafından müşterek bir çalışma ile gerçekleştirilen "Krallardan Efelere SALİHLİ Sempozyumu" 26 -27 Nisan 2013 tarihleri arasında yapılacak.

        Salihli Kaymakamı Ertan Peynircioğlu: "Sempozyumumuz 26-27 Nisan tarihinde Salihli Belediyesi Zafer Keskiner Tiyatro Salonu'nda düzenlenecek. Bu sempozyumla Salihli'nin geçmişine, kültürüne, tarihine, dil ve edebiyatına ışık tutacağına ve gelecek nesillere bir kazanım olacağına inanıyoruz. Sempozyumda "Salihli Tarihi" ve "Salihli Dil ve Edebiyatı" konuları ele alınacak. 61 adet bildirim ile sempozyumumuzu gerçekleştireceğiz. Tarihimizi, kültürümüzü, örf ve adetlerimizi kayıt altına almak açısından güzel bir çalışma olacaktır" dedi. 
          Belediye Başkanı Mustafa Uğur  Okay, "Bizler bu işte yola çıkarken kentlerin insanlar tarafından oluşturulduğunu ama insanların kişiliklerini ve kimlikleri içinde yaşadıkları kentlerden, topluluklardan ve toplumlardan kazandıklarının bilinci ile hareket ettik ve o bilinçle Salihli'nin tarihine dair daha eski çağlardan yakın çağa kadar olan bilgileri derleyip Salihli halkına sunmayı görev kabul ettik. "Krallardan Efelere Salihli" Sempozyumunun yapılmasında büyük emeği geçen ve mesai harcayan düzenleme kurulu  üyeleri Celal Bayar Üniversitesi Öğretim görevlisi Doç.Dr. Nurettin Gülmez'e, Belediyemiz Halkla İlişkiler Danışmanı Alper Erdoğmuş' a, Kültür Merkezi Müdürü Mehmet Bilgi ve bilim kurulu üyelerine  teşekkür ederim. Ayrıca sundukları bildiriler ile Sempozyuma katkı sağlayan bilim insanlarına şimdiden teşekkürlerimi sunmak isterim. Salihli için hayırlı olsun" dedi.
         Salihli Sempozyumuna 71 Bilim İnsanı katılıyor. 

28 Mart 2013 Perşembe

Gökçeada'da Rum okuluna onay


Gökçeada'da Rum azınlık okulunun açılması talebi onaylandı.

AA
 28 Mart. 2013 Perşembe
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Gökçeada'da Rum azınlık okulunun açılması talebinin onaylandığını bildirdi.
Avcı, Çanakkale'nin Gökçeada ilçesinde 1951 yılında faaliyete başlayan Rum azınlık okulunun 1964'te kurucu isteği doğrultusunda kapatıldığını hatırlattı.
Başvuru üzerine aynı binada Rum azınlık okulu açılması talebinin Bakanlık tarafından onaylandığını belirten Avcı, bugün itibarıyla Özel Gökçeada Rum İlkokulu'na açılış izni verdiklerini söyledi.
Bu arada, 2011'den bugüne İstanbul'daki Rum azınlık okullarından üçü ilköğretim okulu, biri de lise olmak üzere toplam 4 Rum okulu, kurucularının istekleri doğrultusunda Milli Eğitim Bakanlığı'nca kapatıldı.
Bakanlığın azınlıklara ait okulların kendi istekleri doğrultusunda açılması veya kapatılması yönünde gelen talepleri önemle değerlendirdiği bildirildi.