l
Ulu Önder Atatürk’ü aramızdan
bedenen ayrılışının 74. yıldönümünde yine anıyoruz. Türk Ulusu Atatürk’ünü hiç
unutmadı. O’nu hep gönlünde yaşattı. Özellikle Atatürk’ten sonra dünyada ve ülkemizde yaşanan
siyasi, kültürel, ekonomik ve sosyal
gelişmeler Atatürk’ün öngördüğü şekilde gelişti. Bunlar Atatürk’ün değişik
ortam ve şartlarda üzerinde önemle durulması gereken uyarı ve direktifler
olarak tarihe geçti.
Atatürk, ilerici, Türk Ulusunu çağdaş medeniyet düzeyine
ulaştırmak ve hatta bunu da aşarak en önde olmayı hedefleyen, kazandığı askeri
başarılardan sonra da büyük bir devlet ve siyaset adamı olarak dünya ve Türk
tarihinde hak ettiği yeri aldı. Yaptığı devrimlerle hantal, tutucu, hasta
zihniyet ve düşüncenin pabucunu dama atarak Türkiye Cumhuriyetini medeni
uluslarla yarışacak duruma getirmek gayreti içinde oldu. O’nu Türk Ulusu işte bu yüzden yaşatıyor,
hayranlık ve minnetle hep yâd ediyor. Bedenen aramızdan ayrılan Atamızı ruhen,
fikren, ideoloji olarak gönlümüzde yaşatıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti yaşadıkça
Atatürk manen ölmeyecektir. Atatürk’ü yaşamında görenler birer ikişer maddi
dünyalarından ayrıldı, ayrılıyorlar. Atatürk’ü görmeye biz de erişemedik.
Ancak; O’nun çok güzel sözlerinden birisi olan, “Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek demek
değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız, bu
yeterlidir’ deyişi çok anlamlıdır...
Atatürkçülük herkesin kendi düşünce
veya dar görüşlerine göre yorumlayacağı ideoloji değildir. Atatürkçü yazar, her
zaman rahmetle andığımız değerli insan, merhum Uğur Mumcu bundan tam 41 yıl
önce 1971 yılı 10 Kasımında yayınlanan gazete yazısında Atatürk ve
Atatürkçülüğü bakın nasıl tanımlıyor:
“ATATÜRKÇÜLÜK (KEMALİZM); Türk Milleti'nin bugün ve
gelecekte tam bağımsızlığa, huzur ve refaha sahip olması, devletin millet
egemenliği esasına dayandırılması, aklın ve ilmin rehberliğinde Türk kültürünün
çağdaş uygarlık düzeyi üzerine çıkarılması amacıyla temel esasları yine Atatürk
tarafından belirtilen devlet hayatına, fikir hayatına ve ekonomik hayata,
toplumun temel müesseselerine ilişkin gerçekçi fikirlere ve ilkelere uymaktır.
ATATÜRKÇÜLÜK; emperyalizmin düşmanıdır,
anti - emperyalisttir. Tam bağımsız Türkiye'den yanadır. Özgürlükçüdür. İnsan
Hakları savunucusudur. Her türlü terörün karşısındadır. Yobazların,
vurguncuların, çıkarcıların düşmanıdır...
ATATÜRKÇÜLÜK; yirminci
yüzyılın yüz akı, ulusal direnişlerin temelindeki "tam bağımsızlık"
harcıdır.
ATATÜRKÇÜLÜK; ulusal
bağımsızlık demektir, ulusal kurtuluş demektir, anti-emperyalist bilinç
demektir!
ATATÜRKÇÜLÜK; aşırı sağa ve
aşırı sola ödün vermeyen, kişi haysiyet ve onuruna inanan, ulusal, akılcı ve
insancıl bir görüştür.
ATATÜRKÇÜLÜK; Atatürk'ü bütün
yönleriyle ve eserleriyle tanımak, sevmek, benimsemek, tanıtmaya ve sevdirmeye
çalışmaktır. Başka bir ifadeyle Atatürk'ün ideolojisini, ülkü ve eserlerini
eksiksiz öğrenip tam olarak gerçekleştirmek, yüceltmek ve aynı yoldan Türk
Ulusu'nu Çağdaş Uygarlık Düzeyine ulaştırmak için bütün gücümüzle çalışmaktır,
diyebiliriz.
ATATÜRKÇÜLÜK; siyasi bir
öğreti değil, bir dünya görüşüdür. Türkiye'nin ve Türk Ulusu'nun gerçeklerine,
gereksinimlerine ve yeteneklerine en uygun gelen, denenmiş başarılı sonuçları
alınan bir öğretidir.
ATATÜRKÇÜLÜK; herhangi bir
yabancı siyasal akım ya da ideoloji ile açıklanamaz. Atatürkçülük, Türk
halkının ve Türk yurdunun tabiatından, tarihinden doğmuştur.
ATATÜRKÇÜLÜK; Türkiye'nin
gerçeklerinden doğmuş bir düşünce sistemidir. Türk Milleti'nin iradesiyle
oluşmuş, tarihi bir gelişmenin ürünüdür. Atatürkçülük, her şeyden önce millete
haklarını tanıma ve tanıtmadır; millet egemenliğinin ifadesidir. Atatürkçülük
bir kurtuluştur, milletçe bağımsızlığa kavuşmadır. Atatürkçülük, modern bir
toplum hayatı yaşama demektir.
ATATÜRKÇÜLÜK;
"halkçılık", "laiklik", "cumhuriyetçilik",
"devrimcilik", "devletçilik" ve "milliyetçilik"
olmanın ötesinde, değişen nesnel koşullar karşısında, bu ilkeler çerçevesinde
sürekli tutumlar takınmaktır. Atatürkçülük, kesinlikle salt ileriye açık bir
ideolojidir. Atatürkçülüğü yorumlarken bazı farklı noktalara varılabilmesi
olasıdır. Ancak Atatürkçülük de olmayan şey; "tutuculuk" ve
"statükoculuk" tur. Atatürk'ün düşünceleri nesilden nesle aktarılacak
bir put değil; yönlendirici bir dünya görüşü ve dünyanın dinamik bir yorumudur”...
Cumhuriyetimizin kurucusu, Ulu Önder Mustafa
Kemal Atatürk’ü sadece 10 Kasım günlerinde anmakla kalmayıp, O’nun ilke ve
devrimlerinden daima yararlanarak Ulusumuzun daha ileri çağdaş medeniyet
düzeyine ulaşmasında azami dikkat ve gayreti göstermenin sorumluluğunu
taşıyoruz.
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü ve
Cumhuriyetimizi kurma ve yaşatmada büyük çaba harcayan tüm kahramanları minnet
ve şükranla anıyor, manevi huzurlarında saygı ile eğiliyorum. NE MUTLU TÜRKÜM
DİYENE! NE MUTLU ATATÜRK VE İLKELERİNE İNANANLARA…
Daima kalbimizdesin Yüce Atatürk
!