10 Kasım 2012 Cumartesi

ATATÜRK 131 YAŞINDA


                                                                                          l
            Ulu Önder Atatürk’ü aramızdan bedenen ayrılışının 74. yıldönümünde yine anıyoruz. Türk Ulusu Atatürk’ünü hiç unutmadı. O’nu hep gönlünde yaşattı. Özellikle  Atatürk’ten sonra dünyada ve ülkemizde yaşanan siyasi, kültürel,  ekonomik ve sosyal gelişmeler Atatürk’ün öngördüğü şekilde gelişti. Bunlar Atatürk’ün değişik ortam ve şartlarda üzerinde önemle durulması gereken uyarı ve direktifler olarak tarihe geçti.
            Atatürk,  ilerici, Türk Ulusunu çağdaş medeniyet düzeyine ulaştırmak ve hatta bunu da aşarak en önde olmayı hedefleyen, kazandığı askeri başarılardan sonra da büyük bir devlet ve siyaset adamı olarak dünya ve Türk tarihinde hak ettiği yeri aldı. Yaptığı devrimlerle hantal, tutucu, hasta zihniyet ve düşüncenin pabucunu dama atarak Türkiye Cumhuriyetini medeni uluslarla yarışacak duruma getirmek gayreti içinde oldu.  O’nu Türk Ulusu işte bu yüzden yaşatıyor, hayranlık ve minnetle hep yâd ediyor. Bedenen aramızdan ayrılan Atamızı ruhen, fikren, ideoloji olarak gönlümüzde yaşatıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti yaşadıkça Atatürk manen ölmeyecektir. Atatürk’ü yaşamında görenler birer ikişer maddi dünyalarından ayrıldı, ayrılıyorlar. Atatürk’ü görmeye biz de erişemedik. Ancak; O’nun çok güzel sözlerinden birisi olan, “Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız, bu yeterlidir’ deyişi çok anlamlıdır...  
            Atatürkçülük herkesin kendi düşünce veya dar görüşlerine göre yorumlayacağı ideoloji değildir. Atatürkçü yazar, her zaman rahmetle andığımız değerli insan, merhum Uğur Mumcu bundan tam 41 yıl önce 1971 yılı 10 Kasımında yayınlanan gazete yazısında Atatürk ve Atatürkçülüğü bakın nasıl tanımlıyor:  
            “ATATÜRKÇÜLÜK   (KEMALİZM); Türk Milleti'nin bugün ve gelecekte tam bağımsızlığa, huzur ve refaha sahip olması, devletin millet egemenliği esasına dayandırılması, aklın ve ilmin rehberliğinde Türk kültürünün çağdaş uygarlık düzeyi üzerine çıkarılması amacıyla temel esasları yine Atatürk tarafından belirtilen devlet hayatına, fikir hayatına ve ekonomik hayata, toplumun temel müesseselerine ilişkin gerçekçi fikirlere ve ilkelere uymaktır.
             ATATÜRKÇÜLÜK; emperyalizmin düşmanıdır, anti - emperyalisttir. Tam bağımsız Türkiye'den yanadır. Özgürlükçüdür. İnsan Hakları savunucusudur. Her türlü terörün karşısındadır. Yobazların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanıdır...
            ATATÜRKÇÜLÜK; yirminci yüzyılın yüz akı, ulusal direnişlerin temelindeki "tam bağımsızlık" harcıdır.
            ATATÜRKÇÜLÜK; ulusal bağımsızlık demektir, ulusal kurtuluş demektir, anti-emperyalist bilinç demektir!
            ATATÜRKÇÜLÜK; aşırı sağa ve aşırı sola ödün vermeyen, kişi haysiyet ve onuruna inanan, ulusal, akılcı ve insancıl bir görüştür.
          ATATÜRKÇÜLÜK; Atatürk'ü bütün yönleriyle ve eserleriyle tanımak, sevmek, benimsemek, tanıtmaya ve sevdirmeye çalışmaktır. Başka bir ifadeyle Atatürk'ün ideolojisini, ülkü ve eserlerini eksiksiz öğrenip tam olarak gerçekleştirmek, yüceltmek ve aynı yoldan Türk Ulusu'nu Çağdaş Uygarlık Düzeyine ulaştırmak için bütün gücümüzle çalışmaktır, diyebiliriz.
          ATATÜRKÇÜLÜK; siyasi bir öğreti değil, bir dünya görüşüdür. Türkiye'nin ve Türk Ulusu'nun gerçeklerine, gereksinimlerine ve yeteneklerine en uygun gelen, denenmiş başarılı sonuçları alınan bir öğretidir.
         ATATÜRKÇÜLÜK; herhangi bir yabancı siyasal akım ya da ideoloji ile açıklanamaz. Atatürkçülük, Türk halkının ve Türk yurdunun tabiatından, tarihinden doğmuştur.
        ATATÜRKÇÜLÜK; Türkiye'nin gerçeklerinden doğmuş bir düşünce sistemidir. Türk Milleti'nin iradesiyle oluşmuş, tarihi bir gelişmenin ürünüdür. Atatürkçülük, her şeyden önce millete haklarını tanıma ve tanıtmadır; millet egemenliğinin ifadesidir. Atatürkçülük bir kurtuluştur, milletçe bağımsızlığa kavuşmadır. Atatürkçülük, modern bir toplum hayatı yaşama demektir.
        ATATÜRKÇÜLÜK; "halkçılık", "laiklik", "cumhuriyetçilik", "devrimcilik", "devletçilik" ve "milliyetçilik" olmanın ötesinde, değişen nesnel koşullar karşısında, bu ilkeler çerçevesinde sürekli tutumlar takınmaktır. Atatürkçülük, kesinlikle salt ileriye açık bir ideolojidir. Atatürkçülüğü yorumlarken bazı farklı noktalara varılabilmesi olasıdır. Ancak Atatürkçülük de olmayan şey; "tutuculuk" ve "statükoculuk" tur. Atatürk'ün düşünceleri nesilden nesle aktarılacak bir put değil; yönlendirici bir dünya görüşü ve dünyanın dinamik bir yorumudur”...
             Cumhuriyetimizin kurucusu, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü sadece 10 Kasım günlerinde anmakla kalmayıp, O’nun ilke ve devrimlerinden daima yararlanarak Ulusumuzun daha ileri çağdaş medeniyet düzeyine ulaşmasında azami dikkat ve gayreti göstermenin sorumluluğunu taşıyoruz.    
             Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü ve Cumhuriyetimizi kurma ve yaşatmada büyük çaba harcayan tüm kahramanları minnet ve şükranla anıyor, manevi huzurlarında saygı ile eğiliyorum. NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE! NE MUTLU ATATÜRK VE İLKELERİNE İNANANLARA…   
 
   
                     Daima kalbimizdesin Yüce Atatürk !    
     

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder